Coya DELEVİBu günlerde,(27 Ocak) Auschwitz`in mütteffik ordular tarafından kurtarılmasının 62. yılını idrak ediyoruz. Auschwitz, Yahudi Tarihinin en trajik sayfalarının yazıldığı dönemin meş`um sembolüdür. Bunu asla unutmamalıyız. Bu dönem, daima yazılacak, konuşulacak ve anılacaktır. Her zaman anımsamaları için, gelecek nes
Öte yandan iman, İbranicede emuna kelimesi ile ifade edilir ve Tanrıya ve Toraya tereddütsüz inancı belirtir. Bütün mitsvaların (farzların) mantıksal bir açıklaması bulunmayabilir. Fakat emuna sahibi bir Yahudi, bunları kuşku duymadan kabul eden kişidir. Emuna terimi ile güçlü, dirençli bir inanç anlatılmak da istenmektedir ve Amen sözcüğü de bu bağlamda aynı kökten gelir. İlk peygamberlerden beri emuna, Tanrının yüce varlığına zaten duyulan inançta değil, Onun istikbale ait vaatlerini de kabullenmek için Biblik anlamda çok mühim rol oynamıştır. Din bilgeleri, gerek Şemada (Tesniye, 6:4) ve On Emirin ilkinde kişinin Tanrının emirlerine tamamen teslim olması gerektiğini saptamışlardı. Örneğin Crescasta bir emirin kabulünden evvel emri verenin kabul edilmesi gerektiği mantığını dile getirmiştir. Abrabanel ise, imanın bir manevi konumu olduğunu ve imanın kanıtlarının pekiştirilmesi için kişinin; deliller araması, ihtimalleri değerlendirmesi gerektiğini, inançlı kişilerle görüşmesinin yararlı olacağını belirtmiştir. M.S. 10. yüzyılda tek Tanrıya inanan diğer dinlerin de karşısında; dindar bir Yahudinin iman kaynağının, tarihsel geçmişi olan geleneklerden kaynaklandığı, Saadiah Gaonun felsefi kıstaslar çerçevesindeki çalışmalarında yer almaktadır.
13 ana ilke ile Yahudilikte imanı belirli bir disiplin içinde derleyen Maimonidesin (1135) emunayı işlerken temel olarak aldığı felsefi kavramlara karşın; Yuda Alevi, Tanrı aşkını ve dinsel iletişimi ve heyecanını savunmuş; keza Crescasın da katıldığı bu ekolde emuna, sevgi ve neşe ile idrak edilen ve toptan bir duygusal kendini veriş olarak algılanmıştır.
İman ile bağlantılı ve halk arasında yaygın bir İbranice cümle ise şöyledir: İm Yirtse Aşem. Anlamı, Tanrı öyle istersedir ve birşeyin öngörüldüğü ve plânlandığı tarzda cereyan edeceği umudunu yansıtmaktadır. İlk kez bu cümle 1050 yılı dolaylarında Wormslu R. Eliezerin ahlâkla ilgili bir eserinde geçer: Ne öngörmekteysiniz, Tanrı öyle isterse... cümlesini de ekleyiniz
Kaynakça: "Yahudilik Ansiklopedisi",
Cilt I, II, III
Yusuf Besalel